Öncelikle bu iki kavramın tanımından ve günümüze kadar geliş aşamasından biraz bahsetmek istiyorum. Psikoloji davranışın ve zihnin bilim dalıdır. Hipotezler ve varsayımları teknik yöntemlerle inceler, araştırır ve bulgular. Psikoloji denildiğinde birçok kişinin aklına psikanalitik yaklaşımın kurucusu Freud ve onun id-ego-süperego üçlüsü geliyor. Fakat psikoloji sadece bu kuramcıdan ve üçlüden ibaret değildir. Aklınıza gelebilecek her alanın içerisinde yer alan bu bilim dalı spor alanında da karşımıza çıkmaktadır. Spor da en az psikoloji kadar köklü bir geçmişe sahiptir. Hayatın her alanında spor var derken de bunun size birçok kanıtını sunabilirim.
Spor bireysel veya takım halinde yapılan eğlenceli, fiziksel ve zihinsel faaliyetlerdir. Yani saklambaç, körebe, istop, beş taş, misket, dalya, köşe kapmaca,aç kapıyı bezirgan başı, topaç çevirmeden atletizm, voleybol, basketbol, yüzme, masa tenisi,judo vb. aktivitelere kadar hepsi spor alanının içerisine girmektedir. İşte sporun tarihi bu noktada karşımıza çıkıyor. Bizim zamanımızın dalya ustası şimdilerin bir Emre Akbaba’sı.
Peki psikoloji tam olarak bunun neresinde? Aslında sürecin öncesinden itibaren içerisinde. Bir spora başlamadan önce o sporun sizin ilginize, yeteneklerinize, becerinize uygun olup olmadığının kararını vermenizi sağlayan düşünsel süreçte, bu kararı verdikten sonra uygulamak ve sürdürmek için gerekli olan bilişsel kaynaklarda; motivasyon, stres, başarılı olma kaygısı. Aynı zamanda spor yaparken salgılanan hormonlarda; endorfin ve serotonin.
Peki çağımızın üniversite gençlerinin bu alanla ilgisi ve yetkisi ne durumda diyecek olursanız imkan fazla, tanıtım çok fakat katılım az. Çünkü dikkat dağıtan kaynaklar da bir o kadar fazla. İnternet ve gelecek kaygısı gençleri ekstra bir aktivite olarak gördüğü spordan uzaklaştırıyor. Yoğun derslerden ve zamanlarının olmayışından yakınıyorlar. Öncelikle bilmeleri gereken ilk şey zaman sınırsızdır ve istemeyeceğiniz kadar fazladır.
Fakat burada zaman yönetimi önemlidir. Zor derslere ve sınavlara gelecek olursak ders çalışmadan önce oynanan 15 dakikalık bir masa tenisi beynin bütün işlevlerini kullanmasına yol açtığı için daha dikkatli ve daha kolay öğrenme sağlayacaktır. Bazı gençler ‘ben yapamam, iyi değilim’ gibi cümleler kurar. Fakat spor yapmakla sporcu olmak aynı şeyler değildir. Bu iki kavramın ayrımı konusunda farkındalık kazandırmak önemlidir.
Son olarak pandemi sürecinin olumsuzlukları olmakla birlikte bence spor ve psikoloji açısından olumlu yanlarının da olduğunu düşünüyorum. İnsanların birbirlerini dinleyebildiği, kendilerini ve yapabildiklerini keşfettiği, fiziksel aktivitelere yöneldiği bir dönem oldu umuyorum ki bu dönemdeki olumlu kazanımlar devam edecektir.